İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yunanistan neden Türkiye ile yatıp kalkıyor. Neyin Peşinde? karasularının 12 mile çıkarılması ne demek?

Rumeli Balkan göçmenleri kültürünü yaşatma derneği başkanı (RUBAGÖÇ) Tuncay Başoğlu, Yunanistan ‘ın adalar (Ege) denizinde gerginliği arttırması hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Başoğlu açıklamada şöyle dedi: Yunanistan neden Türkiye ile yatıp kalkıyor. Neyin Peşinde? karasularının 12 mile çıkarılması ne demek?

Geçmişte Adalar (Ege ) denizinde iki ülke arasında bir Lozan dengesi oluşturulmuştu. Yunanistan bu dengeyi bugüne kadar hep kendi lehine bozdu. Ancak bugün gelinen bu noktada , Yunanistan tarafından adalarda geçmişte atılan hukuksuz ve maksimalist adımları Türkiye’nin artık göz ardı etmeyeceği ve gerekirse harekete geçeceğinin sinyalini vermeye başlaması, dolayısıyla artık Lozan dengesinin yeniden tesis edileceğinin anlaması nedeniylemi ABD, AB ve NATO’ yu arkasına alarak 12 mil gerginliğiyle Türkiyeyi vazgeçirerek baskı altına almak mı?

Peki karasularının 12 mile çıkarılması ne demek?

Karasuları, devletlerin kara sınırları üzerinde sahip olduğu egemenlik Yetkilerinin, karaya bitişik deniz alanlarındada devam etmesidir . Karasuları tartışmaları 18 ve 19 yy da ortaya çıkmıştır.
Deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında yada belirlenmesinde ortaya konan savların tarihsel süreç içerisinde sıkça değiştiği görülmektedir. 16.yüzyılda bu sınır coğrafi olmayan bir yöntemle, o dönemde kullanılan topların azami mesafesi olarak 3 mil şeklinde belirlendiği görülmektedir. Daha sonraki yıllardada kıyı devletleri 6 mil ya da 12 mil konusunda kendi değerlendirmelerini yaptıkları, bu değerlendirmelerde balıkçılık ve/veya güvenlik konularının öne çıktığını görmekteyiz.
Adalar (Ege) denizinde, Türkiye ile Yunanistan arasında karşılıklı kıyı ve karasularının sınırlandırılmasına ilişkin herhangi bir andlaşma bulunmamaktadır. Ancak Lozan Andlaşması’nın 6. ve 12. maddesinde ada ve adacıkların aidiyetinin belirlenmesinde 3 millik bir ölçüt getirilmiştir. Nitekim üç millik karasuları uygulaması her iki ülkeye Ege Denizi’nde geniş açık deniz alanları bırakmıştır. Bu anlayış aynı zamanda Lozan Andlaşması ile Türkiye ve Yunanistan arasında bir denge unsuru olmuştur. Ancak Yunanistan ABD ve Avrupa ülkelerini arkasına alarak 1930’lardan itibaren karasularını 6 mil olarak uygulamaya başlamış, şimdi ise aynı yüzsüzlükle 12 mile çıkartmak istemektedir.
Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yunanistan’ın böyle bir karar alması halinde, “ülkemizin hayati menfaatlerini muhafaza ve müdafaa için, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne askeri bakımdan gerekli görülecekler de dahil tüm yetkilerin verilmesine ve bu durumun Yunan ve dünya kamuoyuna dostane duygularla duyurulmasına” yönelik bir karar almıştır. Yani savaş nedeni saymıştır.
Günümüzde karasuları 1982 de imzalanan ve daha sonrasında 1994 de Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku sözleşmesi BMDHS olarak yürürlüğe girmiştir. BMDHS’nin 3. maddesi karasularının azami genişliğini 12 mil olarak belirlemesine rahmen 12 milin her durumda uygulanabilecek genel bir kural olmadığını, ancak coğrafi ve hukuki açıdan mümkünse 12 mile kadar çıkarılabileceğini beyan etmektedir. Ayrıca bu sözleşme dünyanın farklı okyanus ve açık denizlerde bulunan ada devletlerine veya kıta sahanlıklarında bulunan adalarla ilgilidir, Yoksa , ana karadan yüzlerce mil uzağındaki adalara atıfta bulunup, deniz yetki alanı kurulmasına izin verilmesi çoğrafi ve hukuksal açıdan mümkün değildir.
Emekli Tümamiral Cihat Yaycıda ”Yunanistan, kıta devleti olduğu halde kendisini ada devleti gibi tanıtmaya çalışıyor. Japonya, Birleşik Krallık, Filipinler gibi. Bunlar ada devletleri. Yunanistan ise bir ada değil. Yunanistan’ın anakarası, kıtada bulunuyor. Yani anakarası olan bir devletin ek olarak adaları var. O halde ada devletleri için uygulanan uluslararası hukuk, Yunanistan için uygulanamaz. Yunanistan’ın tezi en başından yanlıştır. Yani Yunanistan bir ada devleti olmadığı için, anakarasından itibaren en fazla 350 mil deniz sınırı olur. Bu yüzden var olan ölçüye bakılarak iki tarafında eşit deniz hakkı olduğu sabittir. Adalar, Yunanistan için fazladan deniz sınırı kazandıramaz, hukuka aykırı bir iddiadır bu.” demiştir.
Aslında bu yasa yukarıdada belirtildiği gibi daha çok Okyonuslardaki açık denizlerdeki ada ülkelerin anlaşmazlıklar için düzenlenmiştir. Bu yasanın Kapalı veya yarı kapalı denizlerde uygulanması sırasında birçok sorunlarıda beraberinde getireceğinden Türkiye bu nedenle bu sözleşmelere imza atmamıştır. BMHDS 122. Md göre Adalar (Ege) denizi yarı kapalı deniz olarak kabul edilmiştir. Ayrıca 123. Maddeye baktığımızda bu deniz ile alınacak kararları tek taraflı olunmaması, alınacak kararların karşılıklı işbirlikleri ile alınması gerekip öyle hareket edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Yunanistan Adalar (Ege) denizinde karasularını 6 mil den 12 mil e çıkarma söz konusu olursa Yunanistan karasuları toplamını %40 dan %70 yükseltecek, açık deniz sahaları yok denecek kadar azalacak, Ege Denizi’nin tümüne yakın ekonomik kaynakları Yunanistan’a kalacak, Türk Deniz Kuvvetleri’nin Ege’den Akdeniz’e geçişi imkansızlaşacak, Türk ticaret gemilerinin ise Yunanistan’dan izin almaksızın Ege’ye çıkması mümkün olmayacaktır.Özetle, Türkiye’nin batı kıyılarından açık denizlere çıkması olanaksız hale gelecektir.
Geçmişte olduğu gibi ABD, AB ve NATO’ nun vereceği hiçbir söze veya garantiye kanmamalıdır. Yunanistanın karasularını 6 milden 1 mil dahi yükseltmesi Türkiyenin kırmızı çizgisi olduğunu vve 1996’da TBMM’de alınan karar hatırlatılmalıdır.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir